‘ORTAK YOKSUNLUK’

Fırsat buldukça ziyaretlerine gittiğim, orada ise, kendimi tarifsiz huzurun için de bulduğum, birbirinden güzel, bir sürü meleğin bir arada olduğu çocukları görmek için geçen hafta Yetimhaneye gittim.
Avlusuna girdiğim de, gözüme ilk ilişen, herkesten uzak, kendi yaşıtlarıyla oynamayı değil de, yaş farkı olmasına rağmen iki çocuğun birlikte oynamaları oldu..
İlgimi çekti;
İki ayrı yaşta çocuğun, nasıl olur da, kendi yaşıtlarıyla değil de, bu kadar yaş farkı olmasına rağmen, bu kadar uyumlu oynamalarıydı;
Onlara en yakın bir bank’a oturup, izlemeye başladım;
11-12 yaşların da bir kız çocuğu ve 4-5 yaşların da bir erkek çocuk;
Arada neredeyse yarı yaş fark vardı;
Öyle ya, her ikisi de yaşıtlarıyla oynamalıydı;
Mrak ve dikkatle (bozmadan) yaklaştım ve ne konuştuklarını duymaya çalıştım;
Ta ki her ikisinin de bacakların da engeli olduğunu görünceye kadar.
Öğrendim ki, birlikte yemek yerler, birlikte dolaşırlar, birlikte oynarlar, birlikte vakit geçirirlermiş..
Beklenenlerin yanında tutunamayanlar.!
O zaman anladım ki, mutluluk, sahip olmakla değil, farkında olmakla mümkünmüş.!
Kimilerini birbirlerine yakın kılan acılarıdır.!
Birbirlerinin ‘eksiklerini’ bilip ve sömürmek ya da örtmek yerine kabullenmektir.!
En sahici dostluklar ortak varlıklar üzerine değil, ortak yoksunluklar üzerine kurulanlardır.!
Ortak acı, ortak hüzün, ortak pürüzdür esas yakınlaştıran, yaklaştıran ve anlaştıran..✍️

Hakan Emir TÜRKOĞLU

551

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir