‘ÖZLEMEK’

Özlem, kimi zaman bir kişiye, kimi zaman anılara, kimi zaman da yaşanmış duygulara karşı hissedilen
“hasretin kokusudur.”
Üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin özlemekten vazgeçilmez.!
Özlem, bence ne bir şeye duyulan hasret,
ne de ulu bir arzulayış;
İçten içe ağlayış,
ya da “YALNIZ” yaşayıştır..
Yokluğunda hasretiyle yandıklarınız vardır;
İliklerinize kadar özledikleriniz;
O, artık sizden içeri bir sizdir;
O olmadan eksiksinizdir;
O “yarı/nızdır,”
yarım kalan yanınızdır.
Tamamlanmak için özleyerek yarım kalan yanınıza şifa olanınızdır..
Özlemek gel çağrısıdır;
Gel ve beni tamamla yakarışıdır…
Bu arada unutmadan,
özlemek de sevmeye dahildir;
Hatta iç içedir;
Sevmeden özlenmez,
özlenmeden sevilmez.!!

“GELİNCİK DÜŞÜ”
Kitabın yazarı
sevgili Serpil Özkan;
Demli bir çay gibi, hasreti tazeleyen dizelerin de şöyle diyor:

“Ne vakit düşünsem o hüzne çalan gözlerini,
Kanatlanıp uçmak ister sana doğru yüreğim.

Kirpiğinin ucuna konup da bir ömür,
gözlerinin kahvesinden içmek ister gözlerim…

Sahi,
özlediğiniz
sizi tamamlıyor mu, eksiltiyor mu.?✍️

Hakan Emir TÜRKOĞLU

471

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir